Özellikle kadınların en büyük korkularından biridir yaşlanmak. Her geçen gün bir tık daha yer çekimine yenik düşen yüzümüzü, bedenimizi endişeyle izleriz aynalarda. Kimi “Her yaşın ayrı güzelliği var” der geçer gider, kimi ise kendinde hoşlanmadığı o görünümü yok edecek ya da azaltacak yollar aramaya başlar.
Hazırlayan: Ayşe Sönmez
Hemen hemen çoğumuz medikal estetiği yüzümüzde denemişizdir; botoks, dolgu, mezoterapi, kök hücre gibi… Oysa yaş aldıkça yaşlanan sadece yüzümüz değil; aynı zamanda vücudumuz da gençliğini kaybediyor. Neyse ki günümüzde bu yaşlanma belirtilerini en aza indirgeyecek ya da tümüyle ortadan kaldıracak pek çok farklı yöntem mevcut. Ameliyatsız yöntemler her ne kadar ameliyatlı olanların yerini tutamasalar da teknolojik gelişmeler sayesinde yaptıkları atılımlarla pek çok kişinin tercih sebebi. Ameliyat korkusu, anestezi riski, sonuç beğenilmediği takdirde geri dönüşün çok zor oluşu, iyileşme sürecinin uzunluğu ve maliyetin yüksek oluşu gibi sebepler ameliyat yerine medikal estetiğe talebin bu kadar artmış olmasının başlıca nedenlerinden sayılabilir. Peki ilk olarak vücudumuzda nereler yaşa yenik düşüyor ve o bölgelerin ameliyatsız yöntemlerle daha genç görünmesini nasıl sağlayabiliriz? Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Seda Asfuroğlu bakın daha diri bir vücuda sahip olabilmek için yapılabilecek işlemler hakkında bize neler anlatıyor:
POPO DİKLEŞTİRME
Söz konusu popo dikleştirme olduğunda genel olarak cerrahi yöntemler uyguluyor olsak da ameliyatsız seçenekler de mevcut. Ameliyat, kişinin sosyal hayatını kesintiye uğrattığı ve ciddi bir iyileşme sürecine ihtiyaç doğurduğu için medikal uygulamalar çoğu kişinin tercih nedeni. Bu uygulamalar sayesinde bir yandan biçimli kalçalara sahip olurken diğer yandan günlük rutinlerine kesintisiz devam edebiliyorlar. Ameliyatsız popo dikleştirme işlemi pek çok farklı uygulamanın kombine şekilde yapılması ile gerçekleşebileceği gibi belli başlı vücut şekillendirme uygulamalarının tek başına ancak seanslar halinde uygulanması ile de gerçekleştirilebilir. Poly Lactic Acid içerikli dolgu uygulaması bunların içinde en güncel ve etkilisi diyebilirim.
Poly Lactic Acid (PLLA), estetik uygulamalarda kullanılan yenilikçi bir dolgu malzemesi. Biyobozunur (*) özelliği, doğal görünümü ve uzun süreli etkisi ile bilinir. Ayrıca biyouyumlu (**) bir polimerdir. Tıbbi estetik uygulamalarda; daha sağlıklı, genç ve gergin cilt elde etme konusunda da bize yardımcı olur. PLLA, dermal dolgu malzemesi olarak kullanıldığında cildin altındaki boşlukları doldurarak kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olur. Aynı zamanda, kolajen üretimini teşvik ederek cildin elastikiyetini artmasına katkı sağlar. Bu da gençleşmiş ve canlı bir cilt görünümü ortaya çıkarır. En büyük özelliği biostimulant (***) olması; yani cildinizin kendi kolajenini üretmesini sağlar. Bu sayede sarkıklıklar, kırışıklıklar azalması, cilt yenilenmesi ve hacim kazanması hedeflenir. Popo estetiği dışında yüz, boyun, dekolte, diz üstleri, kol ve bacak içleri de dahil olmak üzere birçok farklı bölgede etkilidir.
SARKAN DİZ KAPAĞINA ÇÖZÜM
Diz kapaklarımız, vücudumuzda oldukça önemli bölgelerden biri. Üzerlerindeki deri zaman içinde ya da sık kilo alıp vermekle elastikiyet kaybına uğrayarak sarkabiliyor. Kolajen dokunun azalmasıyla birlikte diz derisinde incelme, hyaluronik asit miktarında azalma ve kuru, buruşuk diz kapakları gibi problemlerle karşılaşabiliyoruz. Her ne kadar diz kapaklarındaki değişim yaş faktörüyle birlikte gelse de bazı durumlarda gençlerde de bu sarkmalar görülebiliyor maalesef. Diz kapağı derisini yenilemek, kolajen ve hyaluronik asit miktarını artırarak dokunun kendini yenilemesini sağlamak için ilk adım olarak mezoterapi uygulanabilir.
Uzun vadede kolajen dokusunun arttırılması için yine diz bölgesinde kolajen dokuyu destekleyen akıllı dolgular tercih edilebilir. Bunun yanı sıra, diz bölgesinin daha genç görünmesi için kök hücreden zenginleştirilmiş kişinin kendi yağ dokusu da kullanılabilir. Karın bölgesindeki yağlar özel bir işlemden geçirilir ve diz kapağındaki boşluklara eklenir. Böylece daha estetik bir diz kapağı hedeflenir. Bir diğer yöntem ise ip askı uygulamasıdır. Diz kapağı üst bölgesindeki gevşeyen deri dize doğru sarkmaya başladığında dizlerde oluşan potluğu gidermek için diz kapaklarından yukarı yönlü konulan ipler bu bölgede toplanan deriyi estetik bir şekilde yukarı yönlendirir. Aynı zamanda iplerin yapıldığı materyalin etkisi ile deride zamanla hücresel aktivasyon oluşur ve bunun sonucunda deri yenilenir.
DEKOLTE MEZOTERAPİSİ
Yaşlanma ve çevresel etkenler nedeniyle dekolte bölgesindeki cilt kurur ve bunun sonucunda çizgiler artar, kırışıklık ve sarkmalar meydana gelir. Bu gibi durumlarda daha gergin ve genç görünen cilt yapısı elde etmek için uygulanan medikal estetik yöntemlerinden en sık tercih edileni “Dekolte Mezoterapisi” ile kombine “Altın İğne” uygulamasıdır. Çeşitli vitamin, protein ve hyaluronik asit içerikli bileşenlerin deri altına enjekte edilmesi anlamına gelen dekolte mezoterapisi sonrası ciltte kolajen üretimi tetiklenerek daha genç, gergin ve parlak bir cilt yapısı elde edilir.
Bu iki işlem birlikte uygulandığında:
- Ciltte kolajen lif üretimi yeniden sağlanarak güneş ışığı ve yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan hasar ve incelme belirtileri ortadan kalkar,
- Mezoterapi karışımları içeriğinde bulunan hyaluronik asit, vitamin ve somon DNA gibi bileşenler cildi nemlendirerek, dekolte bölgesindeki kuruma ve yıpranma belirtilerini yok eder,
- Sonrasında uygulanan “Altın İğne” sayesinde dekolte bölgesindeki gevşeme ve derin kırışıklar belirgin bir şekilde azalır.
SELÜLİT MEZOTERAPİSİ
Selülit problemi günümüzde çok sayıda kişinin yaşadığı ortak sorunlardan biri ve bir hayli de rahatsızlık verici bir durum olabiliyor. Hayat tarzını düzenlemek ve diyet değişiklikleri selülit oluşumunu engellemek açısından faydalı olsa da etkili karışımların kullanıldığı ve tekrarlayan mezoterapi seansları sayesinde selülit görünümünde azalma sağlamak mümkün. Yeni ve etkili tedavi seçenekleri arayışında olanlar için bir diğer alternatif olarak vücut formunda oluşturulan yoğun PLLA içerikli preperatlar (****) önerilebilir. Bu yöntemde selülitli bölgeler işaretlenir ve preperatlar bu bölgelere enjekte edilir. Biostimulant bir yapıya sahip oldukları için dokuları yeniler ve selülit görünümünü azaltırlar.
POLY-L-LACTIC ACID (PLLA)
Uygulandığı alanda hacim kaybını kademeli bir şekilde giderebilen, kolajen oluşumunu harekete geçirebilen bir implanttır. HIV hastalarında uygulanan tedaviye bağlı meydana gelen yüzdeki yağ kaybını ve kırışıklıkları düzeltmek konusunda FDA onayı almıştır. PLLA, enjekte edildiği alana çerçeve ve hacim kazandırır. Biyouyarıcı bir dermal dolgu maddesi olduğu için cildi yeni kolajen üretmesi için uyarır. Zaman içinde cilt PLLA’yı su ve karbondioksite ayırır. Etkisi birkaç ay içinde yavaş yavaş görülmeye başlanır.
ASTERİKSLER
- Biyobozunur: Doğadaki çeşitli mikroorganizmalar veya enzimler tarafından biyolojik yollarla yıkıma uğrayan ve doğal bileşenlerine ayrılan, sonra tekrar doğadaki bu döngüye katılabilen madde.
- Biyouyum: Uygulama sırasında malzemelerin vücut sistemine uyum sağlayabilmesi ve vücut sistemine uygun cevap verme yeteneği.
- Biostimulant: Aktif içeriklerinde çoklukla vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bulunur. Bir yandan cildin biyolojik süreçlerini desteklerken diğer yandan cilt sorunlarının çözümüne yönelik olarak tasarlandığından, geleneksel dermal dolgulardan daha yumuşak ve doğaldır. Sonuçların ortaya çıkması daha uzun sürse de zaman içinde cildin sağlığı ve görünümünde kümülatif bir artış sağlar.
- Preperat: Amaca uygun, tıbbi bir şekilde hazırlanmış ve uzman doktor kontrolünde verilen hazır ilaç.
“Cildin selülit ya da portakal kabuğu gözenekli görünüşünü en aza indirmek için mezoterapi seansları olumlu sonuçlar alınmasını sağlıyor.”
İLGİLİ İÇERİKLER
- En trend vücut toparlama ve sıkılaşma yöntemleri
- Esnek ve sıkı bir vücut için, bir sopa, bir de merdiven
- Plaja hazırlanıyoruz! 15 günde süper vücut hatları
